Savaş, zafer, mücadele, azim, yokluk, yenilgi, insanlık, şeref, haysiyet hepsi var Çanakkale'de. Ama en çok ve bence en önemlisi sorumluluk var. Her bir vatan evladının anadan, yardan, serden geçerek yüklendiği boylarından daha büyük bir sorumluluk var.
Seyit Onbaşının sırtında taşıdığı, mermiden öte bir milletin hatta bir ümmetin sorumluluğuydu. O bu büyük sorumluluğun farkında, ağırlığı tahammülünün fevkinde olduğunu bildiği bir yükü omuzluyordu. Ona düşen bütün varlığıyla elini mermiye uzatmak, bedenini o yükün altına koymaktı. Göğsündeki iman kendine düşenden sorumlu olduğunu söylüyordu ona. O Koca Seyit'ti ama yükü ondan daha kocamandı. O üzerine düşeni yaparak bedenini altına attı o koca yükün. Gerisi Allah'a kalmıştı. Allah, kendisine inanıp vatan ve ümmetin yükünü omuzlayanı bırakır mı ortada? Kaldırdı Seyit ümmetin yükünü. Değişti önceden yazılan tarih. Beş çayı için İstanbul planı yapanlar gömüldü tarihin karanlık ve derin sularına.
Farklı açılardan bakılabilir tarihi olaylara. Bugün Çanakkale'ye sorumluluk penceresinden bakmak gerektiğini hatırlatmak istiyorum biraz. Zira her dönemin hatta her günün üzerimize yüklediği sorumluluklar var. Bir kısmı kolaysa da bir kısmı tahammülümüzün fevkinde olabiliyor. İş bizim üzerimize düşeni yapma noktasındaki ciddiyet ve samimiyetimizi ortaya koymakta belki de...
Biz eğitimciler zihin ve gönüllere hitap ederiz. Okul sıralarında matematik, fen, teknoloji, edebiyat, tarih ve inanç ile birlikte sorumluluk, vefa, sevgi, saygı, ahlak gibi değerlerden bahseder, nesillerimizin zihin ve gönül dünyalarını beslemeye, ufuklarını genişletmeye çalışırız.
Çanakkale zaferi başta olmak üzere tarihe bakarken sadece zaferin büyüklüğüne değil belki biraz da yükün ağırlığına odaklanmalıyız. Zira zaferin büyüklüğü yükün ağırlıyla orantılıdır. Bu yönüyle Çanakkale savaşının ağır şartları göz önüne alındığında yükün ve sorumluluğun ağırlığı daha iyi anlaşılacaktır. Buradan hareketle vatan evlatlarının altına girdikleri yükün ve taşıdıkları sorumluluğun ağırlığına rağmen bu yüke omuz vermekten geri durmadıkları, ölüme giderken geriye dönüp bakmadıklarını çok iyi değerlendirmek durumundayız.
Bugünün evlatlarını bu bilinç ve değer olgusuyla yetiştirmek en büyük hedefimizdir.
Bu vesileyle Çanakkale başta olmak üzere vatan, bayrak ve mukaddesat uğruna canlarından geçen aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, saygılarımı sunuyorum.