Hani dostlarla bir araya geldiğimizde konusu açılan çocukluk hatıraları vardır ya. O hatıraların önemli bir kısmını okul yılları oluşturur. Öğretmenler genellikle başroldedir bu hatıralarda. Biri söze girer: "Kulakları çınlasın bir öğretmenim vardı. Hala unutmam benim için yaptıklarını. Her fırsatta bizimle ilgilenir. Yanlış işler yapmaktan koruduğu gibi geleceğe dair güzel ideal ve ufuklar gösterirdi." Peşinden diğeri başlar söze: "Benim de bir öğretmenim vardı. Ne kadar haylazlık yaptıysam da her defasında bir bahane bulur, beni yanına çağırır; 'bir daha yapma tamam mı?' der başımı okşardı. Sonra ben de kafamı öne eğer, özür dilerdim." Bir başkası söze girer: "Bir defasında başımdan tuttu ve sinesine yasladı. İşte o an 'zaman dursun' istemiştim." derken sohbet devam eder...
Öğretmenlik bir bilgi aktarma mesleği olmadığı gibi eğitim de bilgi yüklemekle ilgili değildir. Öğretmenden duyguyu çekerseniz eğitim yapamazsınız. Öğretmendeki sevgi, şefkat, merhamet, sabır eğitimin olmazsa olmazı olduğundan her öğretmen hürmet ve saygıyı hak etmektedir.
Değerleri tartacak teraziler yoktur. Öğretmenlik bir meslek olmanın ötesinde bir değerdir. Değeri bilinen öğretmenler değerine değer katacak ve yüreklere dokunarak değer üretmeye devam edecektir.
Öğretmenler günü vesilesiyle üzerimizde hakkı olan öğretmenlerimizi hayırla yad ediyorum. Henüz hayatının baharında birkaç gün önce melun terör saldırısı sonucu şehit olan Ayşenur öğretmene ve vefat eden tüm öğretmenlerimize rahmet diliyorum. Yavrularımızın hayatına dokunan, onları geleceğe hazırlayan, iyiyi, doğruyu, güzeli öğretirken kötüden, kötülükten ve yanlıştan uzaklaştırmaya çalışan tüm öğretmenlerimizin gününü tebrik ediyor, sağlık ve afiyet içerisinde nice yıllar hizmet etmelerini diliyorum...